Sevilen birinin ölümünün ardından gelişen yas tepkisi, hem “ayrılık” hem de “strese” yanıtın öğelerini içermektedir ve yoğun üzüntü ve özlem duygularının yanı sıra ölen kişiyle ilgili zihinsel meşguliyetle de belirlidir.

Zamanla yoğunluğunun azaldığı, kaybın kesinliği ve sonuçlarının kişi tarafından kabullenildiği ve yerini geleceğe dair umutlara ve tasarılara bıraktığı belirtilmektedir.

Yas belirtilerinin şiddetli olduğu, sosyal değerlere göre beklenenden uzun sürdüğü ve işlevsellikte bozulmaya yol açtığı tablo “Komplike Yas” olarak adlandırılmaktadır. Yas süreci ölümün şekli ve sonuçları, kaybedilen kişiyle ilişkinin niteliği ve kişisel faktörlerden etkilenebilmektedir. Akut yasa benzer şekilde, Komplike Yas’ın ana belirtileri süreğen, yoğun üzüntü ve özlem duygularıdır. Bu belirtilere ölümü kabullenememe, ölen kişiyle ve ölümle ilgili ruminasyonlar, kaybı hatırlatan şeylerden kaçınma davranışları, hissizlik ve yabancılaşma duyguları eşlik edebilir.
Psikoterapide Komplike Yas için klinisyenler duyarlı ve empatik bir tutumla doğrudan sorular sorarak “Kısa Yas Anketi” ve “Komplike Yas Envanteri” gibi ölçeklerden yararlanılır. Kişinin Yas süreci ve aşamalarını sağlıklı bir şekilde yaşayıp kaybedilen kişi, durum veya nesne ile vedalaşması sağlanır. Psikoterapide yas, Bilişsel, Davranışsal, Yaşantısal, Varoluşsal, EMDR, Gestald, Boş Sandalye, Çift Sandalye gibi imajinasyon teknikleri kullanılarak çalışılır.